Blog

Leke Tedavisinde Q-switch Lazer

Leke Tedavisinde Q-switch Lazer

Ciltteki koyu lekeler; güneş hasarı (solar lentigo), çiller (ephelis), doğumsal dermal melanozisler (Ota/Hori nevüsü), akne sonrası izler (PIH) ya da melasma gibi çok farklı sebeplerle oluşur. Bu lekelere yönelik en seçici yöntemlerden biri Q-switch lazer tedavisidir. Q-switch teknolojisi, nanosanîye mertebesinde çok kısa ama yüksek enerjili atımlar üretir; hedef pigment (melanin) bu atımları seçici olarak emer, parçalanır ve zamanla vücut tarafından temizlenir. Bu ilkeye “seçici fototermoliz” denir. En sık kullanılan dalga boyları 1064/532 nm Nd:YAG, ayrıca 755 nm Aleksandrit ve 694 nm Ruby lazerlerdir. Derine inen kahverengi-mavimsi pigmentlerde 1064 nm, daha yüzeysel epidermal lekelerde 532 nm öne çıkar.

Hangi lekelerde Q-switch lazer etkili?

Geniş bir yelpazede etkilidir: solar lentigolar, çiller, Ota/Hori nevüsü, bazı dövmeler ve seçilmiş dermal/epidermal pigment bozuklukları. Sistematik derlemeler ve güncel anlatımlar, Q-switch lazerleri “pigmente lezyonlarda altın standartlardan biri” olarak konumlandırır. Ancak melasma söz konusu olduğunda tablo daha nüanslıdır: düşük akılı (low-fluence) QS Nd:YAG ile iyileşme görülebilir ama tekrarlama (nüks) ve postinflamatuar hiperpigmentasyon (PIH) riski yüksektir; bu nedenle melasma genellikle ikinci/üçüncü basamak kabul edilir ve topikal ajanlar (örn. hidrokinon, azelaik asit), güneşten korunma ve bazen traneksamik asit ile kombine protokoller tercih edilir.

Q-Switch lazer nedir?

Q-Switch lazer teknolojisi, “Quality Switched” teriminin kısaltmasıdır ve lazer ışınının atış süresini ifade eder. Bu sistemler çok yüksek enerji seviyelerini nanosaniye gibi inanılmaz kısa sürelerde dokuya iletme yeteneğine sahiptir. Bu teknolojinin çalışma prensibi fotomekanik etki üzerine kuruludur. Lazer ışığı cilt altındaki melanin adı verilen ve lekeye rengini veren pigmentler tarafından emilir. Çok kısa sürede çok yüksek enerjiyle karşılaşan melanin pigmentleri adeta bir şok dalgası etkisiyle paramparça olur.

Bu parçalanma süreci o kadar etkilidir ki büyük pigment kütleleri gözle görülemeyecek kadar küçük parçacıklara ayrılır. Vücudun doğal savunma sistemi olan makrofaj hücreleri bu küçük parçacıkları yutar ve lenf sistemi aracılığıyla vücuttan atar. Yani aslında lazer lekeyi doğrudan silmez, lekeyi vücudun atabileceği boyutlara küçültür. Bu süreç cildin üst tabakasına zarar vermediği için iyileşme süreci oldukça hızlıdır ve hastalar sosyal hayatlarından kopmadan tedavilerine devam edebilirler. Isı hasarının minimum olması, çevre dokuların korunmasını sağlar ve yanık riskini diğer lazer türlerine göre oldukça düşürür.

Tedavi nasıl çalışır?

Q-switch lazer darbeleri melanin yüklü hücre/partikülleri hedef alır. Çok kısa atımlar, çevre dokudaki ısı yayılımını sınırlamayı hedefler; bu da seçiciliği artırır ve istenmeyen ısı hasarını azaltır. Epidermal lekelere 532 nm ile “nokta atışı” yapılabilirken, dermal yerleşimli pigmentte 1064 nm’nin derin penetrasyonu avantaj sağlar. Hangi başlığın/coil’in (spot boyutu) ve hangi ayarların kullanılacağı; lekenin tipi, derinliği, cilt fototipi ve eşlik eden sorunlara göre ayarlanır.

Seans sayısı ve sonuç beklentisi

Lentigo gibi güneş lekelerinde çoğu zaman 1–3 seans yeterli olabilirken, melasma için daha fazla seans ve bakım protokolü gerekir; üstelik melasmada nüks eğilimi belirgindir. Çalışmalar Q-switch lazerlerin lentigolarda yüksek başarı oranları bildirdiğini, melasmada ise sonuçların değişken olduğunu ve kombine yaklaşımların (ör. QS + traneksamik asit ya da damarsal bileşen varsa PDL ile birlikte) daha öngörülebilir olabildiğini gösteriyor. Şeffaf olmak gerekirse başarılı bir sonuç için güneşten korunma ve idame topikaller kritik önemdedir.

Güvenlik ve olası yan etkiler

Q-switch lazerler, deneyimli ellerde güvenli kabul edilir; ancak her enerjili sistem gibi yan etki riski taşır. En sık görülenler kızarıklık, ödem, kabuklanma, daha seyrek olarak büller, hiperpigmentasyon ya da hipopigmentasyon ve nadiren skar değişiklikleridir. Fitzpatrick III–VI cilt tiplerinde ve bronz tene yakın dönemlerde PIH riski daha yüksektir; bu riski düşürmek için güneşten kaçınmak, uygun SPF ile korunmak ve gerektiğinde fraksiyonel teslim ya da soğutma gibi yöntemler kullanılabilir.

Cilt tipi, mevsim ve planlama

Q-switch lazerler her mevsim uygulanabilir; ama yoğun güneş maruziyeti olan dönemlerde tetkik ve bakım daha titiz planlanmalıdır. Cildi bronz olan kişilerde PIH ihtimali arttığından, öncesi-sonrası fotokorunma ve renk açıcı topikaller (hekimin önerdiği şekilde) önem kazanır. Aktif enfeksiyon, açık yara, yakın dönemde yoğun kimyasal peeling gibi durumlarda tedavi ertelenebilir.

Q-switch mi, pico mu, IPL mi?

Kısa pulse (nanosanîye) veren Q-switch lazerler, melanin hedefli lezyonlarda güçlü bir seçenektir. Pikosanîye lazerler daha kısa atımlarla fotoakustik etkiyi artırır; bazı çalışmalarda melanin indeksi ve MASI’de iyileşme, ayrıca yan etki oranlarında azalma raporlanmıştır. IPL ise geniş spektrumlu bir ışık kaynağı olup özellikle epidermal lekelerde etkilidir. Hangi teknolojinin seçileceği, leke tipi ve cilt fototipine göre belirlenir; tek bir “en iyi” yoktur.

Sık Sorulan Sorular

Seans öncesi nasıl hazırlanmalıyım?

  • Son 4–6 hafta bronzlaşmaktan kaçının; renk farkı PIH riskini artırır.
  • Reçeteli topikaller (retinoid/hidrokinon vb.) için doktorunuzun aralığını izleyin; iritan ürünleri birkaç gün önceden bırakmanız istenebilir.
  • Aktif uçuk/deri enfeksiyonu varsa kliniğe bildirin; seans ertelenebilir veya profilaksi gerekebilir.
  • Düzenli ilaçlarınızı hekiminiz aksini söylemedikçe kesmeyin; leke/alerji öykünüzü ve cilt tipinizi paylaşın.
  • Çekim günü alanı temiz bırakın (makyaj/otobronzan olmamalı) ve geniş spektrum SPF kullanın.

Seans sonrası bakımda nelere dikkat etmeliyim?

  • İlk 24–48 saatte sıcak duş, sauna, ağır egzersiz gibi ısıyı artıran aktivitelerden kaçının.
  • Oluşabilecek kabukları yolmayın; nazik temizleyip önerilen nemlendiriciyi sürün.
  • Gündüz geniş spektrum SPF 50+ ve sık tekrar uygulaması şarttır; UV ve mavi ışığa karşı fiziksel bariyerleri (şapka, gözlük) ekleyin.
  • İritan ürünlere (asitler, retinoidler) birkaç gün ara verin; doktorunuzun önerdiği renk açıcı/antiinflamatuar topikalleri zamanında başlayın.
  • Beklenmeyen şiddetli kızarıklık, bül ya da renk koyulaşması görürseniz merkezinizi arayın.

Hangi leke türlerinde etkilidir?

Cilt lekeleri tek bir sebepten kaynaklanmadığı gibi tek tipte de değildir. Q-Switch lazerin en büyük avantajı farklı dalga boylarını kullanarak değişik derinliklerdeki ve karakterdeki lekelere müdahale edebilmesidir. Özellikle güneş lekeleri (lentigo), yaşlılık lekeleri, çiller ve doğum lekeleri bu tedavinin en başarılı olduğu alanlardır. Yüzeysel lekelerde genellikle tek seansta bile gözle görülür bir açılma sağlanabilirken derin yerleşimli lekelerde seans sayısının artırılması gerekebilir.

Melasma gibi hormonal kökenli ve tedavisi en zor olan leke türlerinde bile Q-Switch lazer kontrollü bir şekilde kullanıldığında baskılayıcı ve açıcı bir etki sağlar. Ancak melasma tedavisinde lazerin agresif kullanılmaması ve cildin tahriş edilmemesi hayati önem taşır. Ayrıca akne sonrası kalan kahverengi izlerin (post-inflamatuar hiperpigmentasyon) tedavisinde de oldukça etkilidir. Cildin tonunu eşitlemek ve daha aydınlık bir görünüm elde etmek isteyenler için de bu teknoloji sıkça başvurulan bir yöntemdir.

Q-switch lazer melasmayı tamamen yok eder mi?

Kısa cevap: Çoğu hastada tam ve kalıcı silinme beklemek gerçekçi değildir. Melasma, hormonlar ve UV/ısı gibi tetikleyicilerle nüks etmeye eğilimlidir. Düşük akılı QS Nd:YAG protokolleri kısa dönemde aydınlanma sağlayabilir; ancak idame bakım (güneşten korunma + topikaller) bırakıldığında renk geri gelebilir. Bu yüzden lazer, kombine ve kişiselleştirilmiş bir planın parçası olarak düşünülmelidir.

Kaç seans gerekir?

Lekenin türüne ve derinliğine bağlıdır. Güneş lekeleri çoğu kişide birkaç seansta belirgin yanıt verirken, dermal pigmentler ve melasma daha uzun soluklu bir yaklaşım gerektirir. Literatür, lentigolarda Q-switch lazerin yüksek başarı oranlarına; melasmada ise değişken yanıtlara işaret eder. Tedavi aralıkları genellikle birkaç hafta olup, hekim renginizin tepkisine göre dozu ve aralığı ayarlar.

Kimler için uygun değildir?

Yakın zamanda yoğun güneşlenmiş olanlar, aktif enfeksiyonu veya tedavi edilecek bölgede açık yarası bulunanlar genellikle ertelenir. Daha koyu fototip ve bronz tende PIH riski yüksektir; risk-fayda değerlendirmesi gerekir. Keloid eğilimi olan ya da sistemik hastalığı bulunan kişilerde yaklaşım kişiselleştirilir.

Q-switched Nd:YAG mı, Ruby mi, Aleksandrit mi?

Seçim, lekenin derinliği ve rengi ile cilt tipine bağlıdır. Nd:YAG 1064 nm daha derin pigment ve daha koyu fototiplerde güvenli pencere sunar; 532 nm yüzeysel lekelere uygundur. Ruby (694 nm) ve Aleksandrit (755 nm) de belirli epidermal/dermal hedeflerde etkindir; her biri için enerji, spot ve atım parametreleri farklıdır. Kararı, deneyimli hekim klinik muayeneye göre verir.

Yan etkiler ne kadar sürer?

Kızarıklık ve hafif ödem çoğu kişide saatler-günler içinde yatışır. Renk açılmasının oturması haftalar alabilir; nadiren gelişen hiperpigmentasyon/hipopigmentasyon ise haftalar-aylar içinde yönetilir. Bu dönemde fotokorunma tedavinin yarısını oluşturur.

Pico lazer, Q-switch’ten daha mı iyi?

“Kime ve hangi lekeye?” sorusuna bağlı. Pikosanîye lazerler bazı çalışmalarda daha az yan etki ve iyi hasta memnuniyeti bildirse de, her vakada üstün oldukları söylenemez. Q-switch lazerler hâlâ birçok pigmente lezyonda çok etkilidir; melasmada ise her iki teknoloji de nüks ve PIH açısından dikkatli planlama gerektirir.